Bana sorarsanız, kedi, hayvanlar
içerisinde en özel hayvandır. Kendine has bir hayat duruşu olan bu yaratıklar,
ne yaparlarsa yapsınlar sizi büyülemeyi başarırlar. Tam bir tüy yumağı ve baş
belası oldukları inkar edilemez bir gerçektir. Fakat sevgileri ise paha
biçilemez. Köpek, kuş, balık, kaplumbağa dururken neden evcil bir hayvan olarak
kedi?
Hep bir kedim olsun istemişimdir,
küçükken. Şimdi 2 tane var. Şöyle bir gözlemlediğimde kedilerin insan
psikolojisi üzerinde engellenemeyen bir cazibesi var. Örneğin; köpek besleyen
kişilere şöyle bir göz attığımda en fazla 4 – 5’e kadar çıkıyor, rakam. Fakat kedi
besleyenler için durum öyle değil. Toplumun çeşitli kesimlerinde de kedi
besleyenlerin, özel bir hastalığı olduğu düşünülüyor; kedi sevgisi hastalığı. Çünkü
1 kediyle başlayan bu serüven uçuk rakamlara, sayısı unutulan durumlara kadar
varabiliyor.
Kadınlar daha çok kedici,
erkeklerin arasında kediseverlerin sayısı ise azımsanmayacak kadar var. Ama kadın
ve kedi ilişkisi bambaşka… Filmlerde, kitaplarda kedi hep kadınlarındır.
Yalnızlığı seçen, çocuk yapma düşüncesi olmayan birçok kadına “kedili teyze mi
olacaksın, sokak kedilerine mi bakacaksın” gibi espriler sıralanır. Hatta
romantik komedi filmlerinde sevgilisinden ayrılan tüm kadınlar boşalan kucağını
kedilerle doldurur.
Doğrudur. Kedi, içinizde boş
kalan sevgi kutucuklarını itinayla dolduracak kadar yetenekli bir hayvandır.
Çağırdığınızda gelmeyen, eve geldiğinizde bacaklarınıza sürünüp terliğinizi
getirmeyen, kumu bir türlü isabet ettiremeyen, evi tüyden bir yumak haline
getiren, anca maması bitip kumu temizlenecekse veya canı çekerse size sırnaşan
bu başına buyruk hayvan neden sevilir, cidden bilinmez. Ama bir şekilde
sevdirir işte, bu da onun işinin sırrı.
Evlenmeden önce
bir sokak kedim vardı. Ailede ender görülen bir türüm; çoğu kişi evde hayvan
istemeyip hatta fobi derecesinde korkarken benim kedileri neredeyse sevgimle
öldürecek olmam… Neyse, bu bilim insanlarının inceleme konusu olabilir ancak,
bizim sorunumuz değil. Dışarıda beslediğim Felix isimli bu kedicikle başladı,
benim kedi sevgim. Evlendikten sonra daha 1 ay dolmadan kocam bir kucağında
çıkageldi; hoş geldin Sütlaç!
Acaba,
hayatımda başka bir gün öyle sevinç çığlığı atıp, kocamın boynuna boğarcasına
sarılmış mıyımdır? Sanmam… Evde olunca bir başka oluyormuş, zamanla anladım. Sokak
kedisine mama su ver yer gider, olay biter. Ama ev kedisi öyle değil. Bir kere
bizim Sütlaç, asilzade soyundan geldiğinden her mamaya ağzını sürmez. Acıkır
yer, diye boşuna bekledim. Yemedi, pes eden ben oldum. Daha 2 aylık bir
bebekken şimdi bu nazlı, asil, titiz kızım 3 yaşında bir sıpa oldu. 20’lerini
de görürüz, inşallah.
Sütlaç’ın
asilzadeliği mama seçiciliği ile de sınırlı kalmadı. Bir kediden nasıl
hanımefendi olur, pek ala gösterdi bize ve evimize gelen herkese. Her şeye
tepki vermez, aheste aheste yürür, çok iyi cilve yapar, kibar yemek yer, kumu
hep 12’den vurur, yanlışlıkla dokunsan yalanır da yalanır artık. Bu majesteleri,
eninde sonunda bir kedi…
Stresli zamanlarında
tüylerini yolar yolar atar gözünün içine baka baka. Kucak sevmez, anca
bacağının yanına kıvrılır. Maması, suyu bitince haber verir, kum
temizlenmemişse pat pat pat temizleyene kadar vurur Allah vurur. Canını sıkmaya
gelmez bu beyaz meleğin, en beklenmedik anda indiriverir, tek ve sert hamle!
Burnundan kıl
aldırmıyor bu mendeburlar, söylemiş olayım. Çok kişi sordu bana; ben çok
seviyorum alayım mı, çocuğum istiyor alayım mı? Hayır, dedim çoğuna. Çünkü sevince,
çocuk isteyince bitmiyor işleri. Kumunu temizle, tüyünü temizle, gönlü olsun
diye peşinde dön dolaş ve daha nicesi. Birçok kişi, ilgimi görünce “başına bela”
diyor, ben de ekliyorum “tatlı bela”
Evdekiyle
sokaktaki bir olmuyor işte. Sokaktakine bir damla süt versen yolunu gözlüyor
ama evdeki sanırsın zaten sen onun yanında işçi olarak çalışıyorsun. Çok garip
ki, tıslasın, tırmalasın, saçını başını çekiştirsin, evin altından girsin
üstünden çıksın, kumu ayrı maması ayrı koksun, o tüy temizleme başlı başına bir
işkenceye dönüşsün ama sen yine koynunda yatır, gene peşinde koş! Bu kedigiller
insanlar üzerinde 4S kuralını mı uyguluyor bilemiyorum ama normal bir hayvan
olmadıkları konusunda her iddiaya varım, gönül rahatlığıyla.
Gerçek sevgi,
bu belki de arkadaş…