24 Nisan 2017 Pazartesi

Kedi

Gönderen Unknown zaman: 10:33 0 yorum
Bana sorarsanız, kedi, hayvanlar içerisinde en özel hayvandır. Kendine has bir hayat duruşu olan bu yaratıklar, ne yaparlarsa yapsınlar sizi büyülemeyi başarırlar. Tam bir tüy yumağı ve baş belası oldukları inkar edilemez bir gerçektir. Fakat sevgileri ise paha biçilemez. Köpek, kuş, balık, kaplumbağa dururken neden evcil bir hayvan olarak kedi?

Hep bir kedim olsun istemişimdir, küçükken. Şimdi 2 tane var. Şöyle bir gözlemlediğimde kedilerin insan psikolojisi üzerinde engellenemeyen bir cazibesi var. Örneğin; köpek besleyen kişilere şöyle bir göz attığımda en fazla 4 – 5’e kadar çıkıyor, rakam. Fakat kedi besleyenler için durum öyle değil. Toplumun çeşitli kesimlerinde de kedi besleyenlerin, özel bir hastalığı olduğu düşünülüyor; kedi sevgisi hastalığı. Çünkü 1 kediyle başlayan bu serüven uçuk rakamlara, sayısı unutulan durumlara kadar varabiliyor.

Kadınlar daha çok kedici, erkeklerin arasında kediseverlerin sayısı ise azımsanmayacak kadar var. Ama kadın ve kedi ilişkisi bambaşka… Filmlerde, kitaplarda kedi hep kadınlarındır. Yalnızlığı seçen, çocuk yapma düşüncesi olmayan birçok kadına “kedili teyze mi olacaksın, sokak kedilerine mi bakacaksın” gibi espriler sıralanır. Hatta romantik komedi filmlerinde sevgilisinden ayrılan tüm kadınlar boşalan kucağını kedilerle doldurur.

Doğrudur. Kedi, içinizde boş kalan sevgi kutucuklarını itinayla dolduracak kadar yetenekli bir hayvandır. Çağırdığınızda gelmeyen, eve geldiğinizde bacaklarınıza sürünüp terliğinizi getirmeyen, kumu bir türlü isabet ettiremeyen, evi tüyden bir yumak haline getiren, anca maması bitip kumu temizlenecekse veya canı çekerse size sırnaşan bu başına buyruk hayvan neden sevilir, cidden bilinmez. Ama bir şekilde sevdirir işte, bu da onun işinin sırrı.

Evlenmeden önce bir sokak kedim vardı. Ailede ender görülen bir türüm; çoğu kişi evde hayvan istemeyip hatta fobi derecesinde korkarken benim kedileri neredeyse sevgimle öldürecek olmam… Neyse, bu bilim insanlarının inceleme konusu olabilir ancak, bizim sorunumuz değil. Dışarıda beslediğim Felix isimli bu kedicikle başladı, benim kedi sevgim. Evlendikten sonra daha 1 ay dolmadan kocam bir kucağında çıkageldi; hoş geldin Sütlaç!

Acaba, hayatımda başka bir gün öyle sevinç çığlığı atıp, kocamın boynuna boğarcasına sarılmış mıyımdır? Sanmam… Evde olunca bir başka oluyormuş, zamanla anladım. Sokak kedisine mama su ver yer gider, olay biter. Ama ev kedisi öyle değil. Bir kere bizim Sütlaç, asilzade soyundan geldiğinden her mamaya ağzını sürmez. Acıkır yer, diye boşuna bekledim. Yemedi, pes eden ben oldum. Daha 2 aylık bir bebekken şimdi bu nazlı, asil, titiz kızım 3 yaşında bir sıpa oldu. 20’lerini de görürüz, inşallah.

Sütlaç’ın asilzadeliği mama seçiciliği ile de sınırlı kalmadı. Bir kediden nasıl hanımefendi olur, pek ala gösterdi bize ve evimize gelen herkese. Her şeye tepki vermez, aheste aheste yürür, çok iyi cilve yapar, kibar yemek yer, kumu hep 12’den vurur, yanlışlıkla dokunsan yalanır da yalanır artık. Bu majesteleri, eninde sonunda bir kedi…

Stresli zamanlarında tüylerini yolar yolar atar gözünün içine baka baka. Kucak sevmez, anca bacağının yanına kıvrılır. Maması, suyu bitince haber verir, kum temizlenmemişse pat pat pat temizleyene kadar vurur Allah vurur. Canını sıkmaya gelmez bu beyaz meleğin, en beklenmedik anda indiriverir, tek ve sert hamle!
Burnundan kıl aldırmıyor bu mendeburlar, söylemiş olayım. Çok kişi sordu bana; ben çok seviyorum alayım mı, çocuğum istiyor alayım mı? Hayır, dedim çoğuna. Çünkü sevince, çocuk isteyince bitmiyor işleri. Kumunu temizle, tüyünü temizle, gönlü olsun diye peşinde dön dolaş ve daha nicesi. Birçok kişi, ilgimi görünce “başına bela” diyor, ben de ekliyorum “tatlı bela”

Evdekiyle sokaktaki bir olmuyor işte. Sokaktakine bir damla süt versen yolunu gözlüyor ama evdeki sanırsın zaten sen onun yanında işçi olarak çalışıyorsun. Çok garip ki, tıslasın, tırmalasın, saçını başını çekiştirsin, evin altından girsin üstünden çıksın, kumu ayrı maması ayrı koksun, o tüy temizleme başlı başına bir işkenceye dönüşsün ama sen yine koynunda yatır, gene peşinde koş! Bu kedigiller insanlar üzerinde 4S kuralını mı uyguluyor bilemiyorum ama normal bir hayvan olmadıkları konusunda her iddiaya varım, gönül rahatlığıyla.


Gerçek sevgi, bu belki de arkadaş… 
 

Meray Template by Ipietoon Blogger Template | Gadget Review